Tasarım kavramsal olarak, yıllar içerisinde sık sık değişime uğrayan, içinde bulunulan çağa hizmet eden, zaman zaman sıradanlaştırılıp önemsizleşen, ancak gerektirdiği sorumluluğa uygun biçimde kullanıldığında ise insanlık için büyük bir güç olarak varlığını sürdürebilen bir olgu.
Modanın geçiciliği ve baş döndürücü hızlı değişimleri gerektiriyor olmasından kaynaklanan, tasarım algısını önemsiz ve değersiz kılan bir kavrayışa sahip olunmasına sebep oluyor. Süsleme, süslenme gibi pratik ve faydalı olandan uzak olduğu yanılgısı, toplumun bazı kesimlerinde hemen her dönem kendisine yer bulmuş durumda. Bu iddianın altının boş olması, tasarımın asıl ne olduğuyla alakalı olarak her daim yanlış anlaşılmış olmasından ileri geliyor desek, yanlış olmaz.
Moda endüstrisinin hızlı döngüsü, bu kavramı en doğal ve en ilkel olan, örtünme, korunma gibi ihtiyaçlardan öte, yalnızca estetik öğelerle sınırlanmış, geçici, takip etmesi ve kavraması zor, hızına yetişilemeyen bir olgu olarak gösteren durumlardan biri.
Ancak tasarımın anlam ve değerine yönelik algı yoksunluğu, onun işlevselliğinin ve tasarım pratiği kavramlarının da doğru anlaşılabilmesi ihtimalini gölgelemekte.
L. Sullivan’ın, modern mimarinin doğuşunu müjdeleyen “Her şeyi yöneten kuraldır, organik ya da inorganik, her fiziksel ve metafiziksel şeyi, insana dair ve insan üstü olan her şeyi zihnin, kalbin ve ruhun tüm dışavurumlarını ki yaşam onun ifadesiyle kendini bulur; form hep takip eder işlevi, kural budur.” ifadesinde geçen “biçim işlevi izler” kuralı ile birbirini doğrular nitelikte olan Darwin’in evrim teorisindeki “en uygun olanın hayatını sürdürecek olması” önermesindeki gibi; canlıların nihai biçimlerinin, bulundukları ortama uyum sağlamak, hayatta kalmak gibi yaşamsal amaçları doğrultusunda şekillendiği gerçeği, tartışmasız bu kanunun kanıtı niteliğindedir.
Bir tasarım ürününün yalnızca biçimsel olarak estetik değer barındırıyor olması, onun yaratım sebebi olarak görülüyorken, bir yandan da tasarımın fonksiyonel bir amaç taşıması gerektiği üzerine olan tartışmalar daha uzun yıllar devam edecek, ve bu görüş ayrılıkları, geçmişte olduğu gibi gelecekte de yeni üslupların oluşumuna zemin hazırlayan bir unsur olarak gelişmeye devam edecektir.
Duygu Tezsever
Atölye İzmir Moda Tasarımı Eğitmeni